Allah’ın adıyla…
Tüm varlığı belli bir düzen içinde yaratan yüce Allah, insanoğlunu diğerlerinden ayırt etmiş, üstün meziyetlerle donatarak eşrefi mahlukat kılmış ve onu yeryüzündeki halifesi yapmıştır. Hilafet misyonu ile gelen sorumluluk insanı, kendisine, yaratıcısına ve diğer varlıklara karşı sorumlu kılmıştır. Bu sorumluluk temelde Allah’ı razı etmeye dayanarak, tevhid ilkesi çerçevesinde Allah’a kulluk yapmaktır.
İnsanoğluna asla kaldıramayacağı yükü yüklemeyen sonsuz merhamet sahibi yüce Allah, kendisini razı edecek kulluğun yolunu da peygamberleri vasıtasıyla biz kullarına bildirmiştir. İnsanoğluna düşen tek şey ise, peygamberlere kulak vererek onların getirdiklerine uymaktan ibarettir.
Yüce Rabbimiz dünya hayatını insanoğluna imtihan yeri kılmıştır. Bu nedenledir ki onu hakikate ulaştıracak destekleyicileri olduğu gibi, hakikatten uzaklaştırıp, onu unutturup, değiştirip yanlışa götürecek düşmanları da vardır. İnsanoğlunun kendisini doğru yoldan saptırmaya çalışan iblis gibi, insan ve cin şeytanları gibi, kendi nefsi arzuları gibi düşmanlarına yenilmemesi için onu uyanık tutacak, zinde kalmasını sağlayacak ve sürekli uyaracak bir mekanizmanın olması gerekmektedir. İşte yüce Allah bize ‘sıratı mustakım’ olarak göndermiş olduğu dinin yaşanabilmesi ve birbirlerine ulaştırılabilmesi için müslümanları birbirlerine kardeşler yapmış ve ‘emr-i bil mağruf ve nehy-i anil münker’ ‘iyiliği emir ve kötülükten men etme’ ilkesiyle birbirlerine karşı sorumlu kılmıştır. Böylece rasul vasıtasıyla Allah’ın dinine şahit olan bir müslüman, bu şehadetinin gereği olarak bu dini bütün insanlığa ulaştırma ve uyarma sorumluluğunu hissetmiştir.
Bu sorumluluğa şahit olmuş bireyler olarak kurmuş olduğumuz Gazi osman Paşa İmam Hatip Lisesi Mezunları ve Mensupları (GİMDER) derneği ile bütünüyle Allah’ın rızasını gözeterek ona karşı sorumluluğumuzu yerine getirme çaba ve gayreti içerisinde olmak en temel gayemizdir.
Bu sorumluluk çerçevesinde öncelikli hedef olarak bize bu bilinci kazandıran okulumuza karşı vefa borcumuzu ödemek ve bunun en uygun yolunun da bu okuldan mezun olmuş ve halihazırda okulumuzda okuyan kardeşlerimize karşı olduğunu düşünmekteyiz. Üzerimize düşen ‘iyiliği emir ve kötülükten men etme’ sorumluluğunu, yeryüzündeki bütün insanlığa ulaştıracak örnek ve öncü bir topluluk ortaya çıkartmak için okul mezun ve mensuplarımızı en uygun başlangıç noktası olarak görmekteyiz.
Çünkü biliyoruz ki elli küsur yıldan buyana okulumuzdan mezun olmuş kardeşlerimiz, bugün içerisinde bulunduğumuz toplumun hemen her kademesinde yer almıştır, almaya devam ediyor ve edecektir. Bu toplum içerisinde bir birey olarak, bir aile reisi olarak, bir işçi, amir, memur veya bir yönetici ve işveren olarak sorumluluklar üstlenen ve üstlenecek olan bu kardeşlerimiz eğer bilinçli bireyler olarak yaşar ve hareket ederlerse elbetteki Allah’ın razı olacağı bir toplumun oluşması tedrici bir şekilde kolayca oluşacaktır.
Mezun ve mensuplarımıza yönelik hedeflediğimiz bu bakış açısını kazanabilmek ve koruyabilmek elbetteki ancak ve ancak Kuran-ı Kerim’in kaynaklık etmesiyle mümkün olacaktır. Bu nedenle mezun ve mensuplarımıza yönelik faaliyetlerimiz Kuran paralelinde ve öncelikle onun eğitimi temelli bir hedef güdecektir. Böylece peygamberimizin Allah’a yapmış olduğu şikayetin “Rabbim gerçekten benim kavmim, bu Kuran-ı terk edilmiş (Mehcur) bir kitap olarak bıraktılar’ ın (25/Furkan/30) muhatabı olmaktan kurtulmuş oluruz inşallah…
Rabbimizin razı olması ve çaba ve gayretlerimizi hayra ulaştırması temennisi ile…